31 Mart 2012 Cumartesi

Çocuk Ruh Sağlığı syf : 55

      
  Ailede Çocuğun Yerinin ve Aile İçindeki Özel Sorunların Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri


       Çocuğun ilk beş yıl zamanında kişiliğinin temellerinin atıldığı bilinen bir gerçektir.
İlk iki yılda anne & çocuk ilişkisi halinde başlar, daha sonra da baba da çocuğun ruhsal yapısının şekillenmesinde yerini alır,çocuklarda ben kavramı aile için de kişiler arasında ilişkilerle konulur.
        Aile içinde kurulan bu ilişkiler, sonucunda çocuğun kişilik gelişimi için adımlar atılmış olur aile içinde kurulan bu ilişkiler daha sonraki yaşamlarını etkiler davranışların oluşmasında büyük önemi vardır. Bu bakım dan ilk beş yılda ailenin ilişkilerine, iletişimlerine çok önem vermelidir.
       Burada yapılacak olan yanlışlar çocuğun ilerki yaşamlarını kişiliğini etkileyecektir.
Aile içindeki ilişkiler ve iletişimler sonucunda çocukta güven yada güvensizlik duygularının gelişmesine yol açar çocukla annenin ilişkisi ilk olarak emzirme sırasın da ortaya çıkar emzirme durumunda, çocuk tatmin edilmemiş olabilir ve kırıklığa, saldırganlığa, kaygı ve endişeye, güvensizlik duygusuna dönüşebilir.
      Annenin emzirme sırasında kaygılı, huzursuz, sıkıntılı, aceleci, olması çocuğu etkiler bunlar kişiliğinin bir parçası olabilir. Emzirme sırasında bir sorun yaşanırsa çocukta nefret gibi olumsuz duygular gelişebilir yada suçluluk duyguları gelişebilir.
        Kişilik gelişimin de annenin rolu çok büyüktür. Annenin öfkeleri, kızgınlıkları, hayal kırıklıkları, saldırganlıkları çocuğu etkiler.
Sosyo ekonomik koşullar
  • Ailenin sosyo ekonomik şartları çocuğun kişiliğini etkiler.
  • Fakirlik, arzuların tatmin edilmemiş olması kişiliği sertleşme sine diğer bir değişle hırçınlığa ve saldırganlığa yol açabilir.
  • Devamlı olarak açlıktan soğuktan etkilenen çocuklarda endişe görülür. Bu kişilik yapısında derin izler bırakabilir.
  • Çocuğun kendini güven içinde hissetmemesi gibi, kötü bir sonuca yol açabilir.
  • Çocuğun temas halinde bulunduğu arkadaş çevresi ile arasında ekonomik bakımdan büyük faklar varsa, çocukta aşağılık duygusu meydana gelebilir.
  • Bu duygu, özellikle gençlik döneminde en şiddetli şekilde ortaya çıkar çocuk bu yaşlarda akranlarına kendini beğandirmek ve sosyal hayata katılmak ister.
  • Fakirliğin çocuğun kişisel gelişiminde önemli etkileri olduğu anlaşılmıştır.
  • Yapılan bir araştırma elverişli olmayan ev koşullarında yetişen çocuklarla diğer çocuklar karşılaştırıldığında kendine güven konusunda önemli faklılıklar bulunduğunu ortaya koymuştur.
Anne babanın çocuğu sevmemesi
         Bazı anne babalar çocukların dan hoşlanmadıklarını, nefret ettiklerini çeşitli biçimlerde gösterirler.
Bazıları, çocuğu istemediklerini açıkça söylerler ve çocuktan kurtulmanın çarelerini ararlar.
            Ekonomik durumları iyi olan aileler genellikle çocuğu yatılı bir okula gönderebilirler. Bu tür anne babalar, çocuğu şiddetle cezalandırır, sürekli olarak eleştirir. Özellikle başkalarının yanında onun başarısızlığından bahseder, çocuğu haksız yere eleştirir ve çocuğu ihmal eder veya luzumundan fazla korur.


  GATES, anne babaların çocuklarını sevmediğini gösteren bazı belirtilerden söz eder. Bunlar :
  • Çocuklarından yapamayacakları başarıları beklemek.
  • Çocuk hakkında hiç bir zaman olumlu şeyler söylememek.
  • Onu arkadaşları veya çevresi yanında sürekli eleştirmek.
  • Başkalarının çocuğunu övmelerini hayretle karşılamak.
  • Çocuğun ihtiyaçlarını bir eziyetmiş gibi karşılamak.
       Anne & babalarına çocuklarına sevgi göstermeleri, aralarındaki ilişkinin kötü olması dır.
         Eşini sevmeyen bir kadın, bu sevgisizliği çocuğa aktarır.
Bir erkek, sevmediği eşinin çocuğundan hoşlanmayabilir. Çocuğun doğumu ile anne & babanın zevk aldığı şeylerden mahrum oluşları, onu istenmeyen bir varlık haline sokabilir.
         Sosyo ekonomik düzeyi düşük olan çevreler de çocuğun doğumu, zorunlu ihtiyaçların kısıtlanmasına yol açar.
          Sosyo ekonomik düzeyi iyi olan kişilerde bu, konforun azalması, kişisel ihtiyaçlardan vazgeçme anlamına gelir. Sevdiği bir mesleğe sahip olan bir anne doğum sonrası, görevini geçici olarak yapamaz veya görevinden ayrılabilir. Bu da çocuğun istenmemesine sebep olabilir.
           Başlangıçta çocuk isteyenlerin, doğduktan sonra çocuğu sevmedikleri görülmüştür.
            Zorla yapılan evlilikler sonucunda çocuğun istenmediği bilinen bir gerçektir.Ayrıca evlenenlerin, yeterince olgunlaşmamış olması çocuğu istememelerine sebeb olabilir.
           Evlendikleri halde eğlenmeye, gezmeye düşkün olan anne baba da aynı durumdadır.
         Çocuğun normal olmayışı, engelli oluşu, çirkin bir beden yapısının olması, zihnen bir bozukluk göstermesi istenmeyen bir çocuk olmasına yol açabilir.
          Ayrıca cinsiyet çocuğun istenmeyişine yol açabilmektedir. Bir başka durum da anne & babadan birinin çocukla fazla ilgilenmesidir.
       Bu durumda, eşin de kendisine karşı sevginin azaldığı fikrini ortaya çıkartırsa, baba veya anne çocuğu istemeyebilir.
        Bazı durumlarda da eşlerin annelik, babalık rollerini benimseyememeleri de istenmeyen bir çocuk ortaya çıkartabilir.
  • İstenmeyen çocukta saldırganık,
  • İsyankarlık,
  • Kavgacılık,
  • Suça eğilim,
  • Korku,
  • Yalnızlık,
  • Güvensizlik
  • Gibi sorunlar ortaya çıkabilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder